Samandağ’da Pazarı Yıkılan Esnaf ‘Çadırlı Bakkal’ Açtı: “Pazarımızın Yüzde 10’unu Kaldırdık. Bari Çocuklarımıza Ekmek Kazanalım, İsraf Edelim Dedik…
Haber: EMRE SERCAN IKE – Kamera: DURSUN ALKAYA
Hatay’ın Samandağ ilçesinde yaşayan ve depremde evi ile pazarı yıkılan depremzede, kendi imkanlarıyla ‘çadır bakkal’ açarak ürünlerini satmaya çalışıyor. Depremzede, “Yüzde 10’unu marketimizden aldık. Bari ziyan olmasın dedik. Yani bir hafta sonra kimse bize bu oranda yemek getirmeyecek. Aslında hiçbir şey yok” dedi. 10 gündür geliyor. Bari çocuklarımızın ekmeğini kazanalım da çöpe gitmesin dedik.”
Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler sırasında Samandağ ilçesine bağlı Atatürk Mahallesi’nde evi ve pazarı yıkılan 5 çocuk annesi, yaptığı çadır bakkalda pazardan alabildiği ürünleri satarak geçimini sağlamaya çalışıyor. kendi imkanlarıyla. Depremzede ANKA Haber Ajansı’na şunları söyledi:
“PAZARIMIZ GİDİYOR, HİÇBİR ŞEY YAPAMIYORUZ”
“Böylece bu deprem hepimizi vurdu. Bakkalımız çok güzeldi ama yıkıldı. Evimiz vardı ikinci gün geldiler onu da yıktılar. Bir şey çıkaramadık. 5 çocuğum var. Yani takviye alamadık.Fırtına çıkarsa açıkta kalırız.Evimiz kalmadı.Atıl durumdayız.Takviye gelen yok.Ne yemek stantları ne konteynırlar geliyor.Yani ben 5 çocuk annesiyim 2 çocuğum üniversite mezunu ama atama yok biraz onların öncelik vermesi lazım yani kocam çalışmıyor emekli de değil tüm hayatımız bu marketin içindeydik .Pazarımız gitti bir şey alamadık.Evimiz de yıkıldı.Takviye bekliyoruz.Mağduruz yani şu an çok mağduruz.
“KOMŞUMUZ ÇOK MAĞDUR OLDUĞU İÇİN KÜÇÜK ŞEYLER SATIYORUZ”
Çok az küçük parça satıyoruz. Çünkü mahallemiz de çok mağdur. Diğer mahallemiz adeta yok oldu. Daireler yıkıldı. Yaklaşık 3 gün enkaz altında kaldı, gerisi kaldı. Yani 3 gün boyunca hiçbir yardım gelmedi. Eşim, kayınvalidem, baldızımın çocukları, hepsi hep birlikte onu enkazdan çıkarmak için çok uğraştı. Tüp yanıyor, bir yandan hayat kurtarmaya çalışıyorlar. Yani 2 çocuklu anneyi çıkardılar, ardından diğer apartmandan 2 çocuğu daha çıkardılar. 3 gün boyunca yardım gelmedi. Burada çok fazla ölüm var. Yani gerçekten acı çekiyoruz. Bir saniye; En son yağmur yağdı, çadırımızı su bastı, biz de sular altında kaldık. Yataklarımız ıslandı. Bu yüzden bir elin uzatılmasını bekliyoruz. İlk önce mümkünse konteyner istiyoruz.
“BURADA UNUTULMUŞ GİBİYİZ”
Açıldık, açıldık. Yiyecek artık kıt. İlk başta biraz geldi. Gönderenlere ve getirenlere teşekkürler. Yiyecek çok az. Güya burada unutulduk, unutulduk. Yani en çok çocuklara acıyorum, bebeklere de. Kendi başımızın çaresine bakalım ama çocuklarımızın artık bir geleceği yok. En azından biraz kaldıraçları var. Çocuklarımızı tayin edip bize biraz takviye yaparlarsa çok mutlu oluruz.
“OĞLUM ÖĞRETMENLİĞİ BİTTİ, 2 YILDIR RANDEVU YOK”
Çadırlarımızı keneler, sivrisinekler istila etti. Böylece haşereler başlayacak çünkü artık havalar ısındı. Nasıl yaşayacağız? Diyelim ki yazı geçirdik, kışı nasıl yaşayacağız? Artık bir evimiz yok. Yani ne bir evimiz kaldı ne de paramız. Her şeyimiz alt üst oldu. Yani bir dakika içinde… Sadece biz değil, herkes. Bizim durumumuzda olan insanlar var. Allah’a binlerce şükür, çocuklarımızı kurtardık. Evladını kaybedenlere Allah sabır versin ama biz yine de onları düşünmek zorundayız. Oğlum sınıf öğretmenliği mezunu, 2 yıldır atama yok. Bize bir el uzatılmalıdır.
“ÇOCUKLARIMIZA EKMEK KAZANDIRALIM DEDİK”
Bunun yüzde 10’unu pazarımızdan çıkardık. Zararı yok dedik. Yani bir hafta sonra kimse bize bu oranda yemek getirmeyecek. 10 gündür hiçbir şey gelmedi. Çocuklarımızın ekmeğini kazanalım, çöpe gitmesin dedik. Aslında sabah uçuyorduk, hava rüzgarlıydı. Çadır kurup oturduk. Bir şeyler satmaya çalışıyoruz.
“BİR AY BOYUNCA BİR SERADA SADECE 35 KİŞİ OLDUK”
Ayda 20 gün boyunca, sadece bir serada tahminen 35 kişi yaşadık. O kadar soğuk ve yağmurluydu ki kimse bize çadır bile vermedi. Çocuklarımızla birlikte yağmurun altında kaldık. Bir ay banyo bile yapamadık, çamaşır yıkayamadık. Çok zor günler geçirdik ve halen de zorlu günler yaşıyoruz. Banyo yapacak yerimiz yok, deterjanımız yok, hijyen yok. Yani yardım yok. Peki ne kadar yaşayabiliriz? Mikroplardan, sivrisineklerden, kenelerden her an hasta olabiliriz. O yüzden sesimizi bir nebze olsun duyurmak istiyoruz ve yardım bekliyoruz.”
“50 YIL ÇALIŞTIK, YOK OLDUK”
Depremzede, yıkık dökük evinin önünde yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Burası bizim evimizdi. Depremin ikinci günü geldiler yıktılar. Eşya falan kaldıramadık. O yüzden çok çektik. Çünkü ikinci kat birinci kat oldu. Annem- kanun alt kattaydı eşyalarımızı bıraktık bir şey çıkaramadık çok özür dileriz oğlum 9 yaşında açıkta banyo yaptım 1.5 aydır öksürüyor kalacak yerim yok onu yıkayın ne evimiz var geleceğimiz var o halde gençlerimizi kurtaralım bari onlara bir şans verin yalvarırız yani 50 yıl uğraştık yıkıldık sadece biz değil bütün Samandağ… Hamdolsun çocuklarımız kurtuldu ama artık evimiz yok. Ne marketimiz kaldı ne evimiz. Çok zor durumdayız. Sizlerden takviye bekliyoruz.”